Ercan Bey bir inşaat şirketinde müdürdür. Evli ve iki çocuğu var. Kızının adı Nur, oğlunun adı da Mete’dir. Nur beş yaşında, Mete on üç yaşındadır. Nur ana okuluna gidiyor. Mete de altıncı sınıfa gidiyor. Eşinin adı Firuzan. Firuzan Hanım, kadın terzisidir.
Ercan Bey’in genç, güzel ve çok akıllı bir sekreteri var. Onun adı Emel. Firuzan Hanım, Emel Hanım’ı çok kıskanıyor. Her gün üç dert defa Ercan Bey’in işyerine telefon ediyor. Şimdi saat 10.30. Ercan Bey’in işyeri
Ercan Bey: – Gir!
Emel Hanım: – Affedersiniz Ercan Bey, Azeri firmanın ihale dosyası geldi.
Ercan Bey: – Çok iyi, masama bırakın lütfen.
Emel Hanım: -Ercan Bey bir konu daha var.
Ercan Bey: – Nedir o?
Emel Hanım: – Unuttunuz galiba. Akşama misafirleriniz var.
Ercan Bey: – Bana hemen Şoför Bekir’i çağırın lütfen, çabuk gelsin.
Emel Hanım: – Peki efendim. Başka bir emiriniz var mı?
Ercan Bey: -Hayır yok. Teşekkür ederim.
Beş dakika sonra
Ercan Bey: -Gel, şöyle otur bakalım Bekir Efendi. Şimdi dikkatle beni dinle. Söylediklerimi sakın unutma.
Şoför Bekir: – Dinliyorum efendim. Kulağım sizde.
Ercan Bey: – Şu kağıda siparişleri yaz.
Şoför Bekir: – Gerek yok efendim. Benim beynim bilgisayar gibidir.
Ercan Bey: – Peki öyle olsun. İlk önce markete git. Marketten 2 kg kıyma, 1 litre zeytinyağı, 5 kg un, 3er kg elma, portakal ve nar al. Oradan çıktıktan sonra Nur’u anaokulundan al ve eve götür. Evde hizmetçiye söyle hazırlıklarını yapsın, sonra eşim Firuzan’a telefon etsin. Akşam eve erken gelsin tamam mı?
Şoför Bekir: – Tamam efendim her şeyi çok iyi anladım.
Ercan: – Sakın unutma. Bu akşam misafirlere mahçup olmayalım.
Şoför: – Hiç merak etmeyin. Akşam sizi almaya geleyim mi?
Ercan Bey: – Hayır, sen bu işleri hallet.
Akşam saat 19.00. Ercan Bey arabasını evinin önüne park eder, kapıyı çalar. Hiç kimse açmaz. Anahtarıyla kapıyı açar ve içeri girer. Evde hiç kimse yoktur. Şaşkın şaşkın etrafına bakınır.
Ercan Bey: – Hay Allah! Evde hiç kimse yok. Neredeler acaba!
Mutfağa gider. Mutfakta da kimse yoktur.
Ercan Bey: – Akşam için hiçbir hazırlık yok. Nerede bunlar?
Tekrar salona döner. Salonda onu bir sürpriz beklemektedir.
Dostları: -Sürpriiiiz!
Salonda eşi Firuzan Hanım ve arkadaşları durmaktadır.
Ercan Bey: – Ne var, ne oldu? Ne sürprizi…
Firuzan Hanım: – Bugün bizim hem evlilik yıldönümümüz hem de 1 Nisan. Sana sürpriz yapalım dedik.
Ercan Bey her şeyi şimdi anlamıştır.
Ercan Bey: – Hay Allah, çok özür dilerim hayatım. Arkadaşlar sizlerden de özür diliyorum.
Murat Bey – Özür dileme, sadece mutfağa git ve bize yiyecek bir şeyler hazırla. Karnımız zil çalıyor.
Ercan Bey: – Hazırlık mı? Bu saatten sonra mı? İmkansız!
Mehmet Bey: – Öyleyse bizi güzel bir restorana götür!
Ayşen Hanım: -Bir dakika çocuklar! Ayıp olmuyor mu? Biz onları götürelim.
Ali Bey: – Evet, evet. Ayşen Hanım doğru söylüyor.
Ayşen Hanım: -Haydi o zaman, ne duruyoruz. Hemen gidelim.