“Avcı kuşları eğitme ve avlanma, kökü çok eskilere dayanan bir takım inanç ve alışkanlıkların neticesinde halk geleneğine dönüşmüş buna dayalı olarak terminolojisini oluşturmuştur.” (N.K. Dmitriyev)
“Kırgızlarda Avcılık Mesleğiyle İlgili Halk Terimleri” adlı doktora tezimizde (Frunze 1972) halk avcılığının (tüfekle avcılık, kapancılık, tuzakçılık, tazıyla avcılık, doğancılık ve yırtıcı kuşlarla avcılık vb.) yedi dalının her birinin terminolojisi hakkında geniş ayrıntılı bilgi vermiştik. “Kırgızca-Rusça Avcılık Terimleri Sözlüğü” 1967 yılında yayımlanmıştır. Avcılık mesleğiyle ilgili halk terimleri belli bir düzeyde araştırılmış oldu.
Savaşçı göçebe halkın hayatında avcılık mesleği tamamıyla bir geçim kaynağı (spor, eğlenceden ziyade) olarak algılanmalıdır. Avcılık ve hayvancılığın gelişmesinin ilk nedenlerinden yaşadığımız toprağın geniş, doğa zenginliği ve değişik canlı türlerini barındırıyor olmasındandır. Doktora tezimizde bu konu ayrıntılarıyla dile getirilmiştir.
Kartal ve yırtıcı kuş eğitimi sadece erkeklere has bir özelliktir. ”Erkek yırtıcı kuşunu bilir, kadın işini bilir” şeklindeki ata sözü bunu ortaya koymaktadır. Söz konusu meslek eskiden beri Kırgız halkında gelişmiş, gelenek haline gelmiştir. Bunu dilimiz tarihimizin yanı sıra etnografik araştırmalar ispatlamaktadır. Kırgızlar kartal ve yırtıcı kuşları eğitmede ve onlarla avcılıkta çok ustadırlar. Buna halkımızın geçmişte, savaş ve göçebe hayatı zemin hazırlamıştır. Bu meslek Kırgızistan’ın kuzeyinde, özellikle Isıkgöl, Narın bölgesinde yaygınlaşmış ve gelişmiştir. Özellikle Bugu, Sayak, Sarıbagış boylarında yırtıcı kuş ve kartal eğitme mesleğine ilgi daha çocukluktan başlayarak bu hayvanlarla haşır neşir olan ve bunlarla avlanan avcılar tarihe geçip efsaneleşmiştir. İyi kapan yırtıcı kuşlar ava gönderildiğinde sürü halinde uçan ördek, toy kuşu, kazları aldığı zamanlar da olmuştur.
Beş tür avcı kuşun avlama yöntemi aynıdır. Onlar ava gönderildiğinde avlayacağı kuşları peşinden kovalamadan, gök yüzüne doğru yükselir ve aşağıya doğru hızla inerek sırayla vurup yere düşürür. Dilimizde “İtelgi kapan ala karga gibi” şeklinde deyim de vardır. Hayatı boyunca kartalın ya da yırtıcı kuşun bir türünü eğitip onunla avlanan, bunu mesleğe dönüştüren insanlar da vardır. Onun için halkımızda yırtıcı kuşçu ve kartalcı şeklinde avcılığın türleri olarak algılanmaktadır. Bu meslek kuşaktan kuşağa, nesilden nesle aktarılmaktadır. Yırtıcı kuşu ve kartalı birlikte eğiten insana doğancı denir.
Avcı kuş ve kartal eğitme ve onlarla ava gitme halk içinde itibar görmüş ve halkın sevdiği, desteklediği mesleğe dönüşmüştür.
Böylece avcı kuş, kartal eğitmede her birinin rengini, davranışını, cinsiyetini, kullanan araç gereçleri, süsleyici şeyleri ve bu gibi şeylerin tümünü tam ve doğru anlatan terimlerin halk içinde yaygınlaştığını vurgulamak istiyoruz.
Doğancılarımız kartalları 65 cinse ayırarak onların 19’nu eğitip ava gitmişlerdir. Yırtıcı kuşları ise yaklaşık 20 cinse ayırmış her birini birtakım özellikleriyle sınıflamışlardır. Bu mesleğin yerleşmesinde halkın ve babalarımızın gelenek ve tecrübeleri kuşaktan kuşağa aktarıla gelmiştir. Bunlar biyoloji biliminin hayvanların cins, tür, alttür olarak sınıflandırılmasıyla bazen örtüşmekle birlikte, genelde örtüşmediği durumlar da vardır.
Bu küçük makalede avcılık halk terimlerinin bir dalı olan avcı kuşların eğitimine yönelik terimlere değinelim.
BÜYÜK AVCI KUŞLAR
- Ilaçın; rengi benekli alaca, ava gönderildiğinde peşinden kovalamadan yukarı yükselip sonra sıradan vurarak kapan yırtıcı kuş. Tavşan, kuğu, ördek, toy kuşu v.s. kapar. Eğitimi zordur, bir ayda eğitilir.
- İtelgi; rengi benekli alaca, ava gönderildiğinde peşinden kovalamadan yukarı yükselip aşağı inerken arka tırnağıyla vurarak yere düşürür. Halk içinde buna teligen, teli kuş, telik de derler. Vurduğunda ona hiç bir kuş dayanamaz. Kartal da ondan korkar. Halk içinde itelgi köpekle savaşıp değirmen taşını pençesiyle vurarak kırdığına dair efsaneler bile söylenir. Doğancı Çalakız İmankulov itelginin dağsıçanının kafasına vurduğunda kırıldığını görmüştür. İtelgiyi eğitmek zor, eğer yanlış eğitime maruz kaldığında kaçabilir. Onun için “Teligen gönderip emın kalma, Teligen gönderirsen ararsın” şeklinde ata sözü vardır. İtelgiyi açıklarsak itel, iter, vurmak ve gin-kuş, yani tek vurarak kapan kuş demektir. İtelgi yukarı çıkarak boz ve batak kuşlarını sırayla vurarak düşürür. Onun pençesinden kuşlar nadiren kurtulur.
- Kuu kumpay; itelginin iyi kapan bir başka türü.
- Şumkar; itelginin bir türü, kuyruğunda dikey alacaları var. İtelgiden biraz büyük, kanadı kara renkli. Şumkarın türleri: beyazımsı, siyah, kırmızı benekli, kasa ( ayağında tüyleri olan). Kasa şumkar avladıktan sonra kamçı sapına da konabilir. Şumkar çok hızlı uçar, yırtıcı kuşların büyüğü, yücesi de denir. İyi kapanı ile otuz kırk sene av yapılabilir.
- Baarın leh. Baar. İtelgi ile ılaaçına benzeyen yırtıcı kuş türüdür.
Yukarıda söz ettiğimiz beş yırtıcı kuşla av yapılmıştır. Onlarla ava gidildiğinde mutlak sonuç alındığı için halk arasında bu iyice yaygınlaşmıştır. Onlar ördek, kaz, toy kuşu kaparlar. Daha iyi kapanları ava gönderildiğinde kuş sürüsünün hepsini birden avladığı zamanlar da vardır. Bunların avlanma yöntemi aynıdır. Ava gönderildiğinde peşinden kovmadan yukarı yükselip sonra aşağıya inerek sırayla yere düşürürler.
KÜÇÜK AVCI KUŞLAR
Bu gruptakiler ava gönderildiğinde avlayacağı kuşu peşinden takip edip yakalayarak tırnaklarını avlarına geçirirler.
- Tuygun; rengi bembeyaz, kimileri mavi, kanatları kurşuni benekli, ayakları sarışı,yırtıcı kuş türü. Tuygun, yırtıcı kuşların büyüğüdür. Tuygunun 3 türü var: kas tuygun (gözü sarı, en iyi kapanı), kül tuygun (kanadının ucunun, sırtının rengi kurşuni benekli), söök tuygun (rengi bembeyaz).
1.Tuncur; dişi tuygun, ayakları şişman ve kısa, rengi sarı.
2.Tınar; rengi mavimsi, içi beyaz, ayakları mavi, akıtmalı. Türleri: kırmızı akıtmalı, siyah akıtmalı,tırnaklı (sırtında tırnak şeklinde iki leke var).
3.Çüylü; ayakları sarı, erkeği dişisinden daha küçük olur, iyi avlar.
4.Kuş; dişi yırtıcı kuş türü, çüylüye göre daha büyük. Kuşun dişisi karçıga diye adlandırılır. Karçıga küçük avcı kuşların genel ismi olarak da kullanılır.
5.Kırgıy; leh. kıygır, küçük ve kısa gagalı, uzun, tırnakları sivri. Civcivine kırgıyek, erkeğine çıbıy kırgıy denir.
6.Turumtay; kırmızı renkli, yırtıcı kuşun bir türü.
7.Cagalmay; siyah gözlü, çok hızlı haraket eder.
8.Küykö; rengi kırmızı benekli, yırtıcı kuş türü. Küykö ile şumkar soy olarak aynı kökten geliyorlar.
9.Borborbaş; avın gözünü oyarak kapan yırtıcı kuş türüdür.
10.Aladunga; borbaştan daha büyüktür.
Bunların son beşiyle eğlence amacıyla için ava gidilmiştir.
Kartal ve başka avcı kuşları yakalamak için çeşitli tor yapılır. Yırtıcı kuş yakalamanın özel zamanı vardır. Bu zamanlara kuş küyüü, sayat denilir ve bununla ilgilenen insana da kuş küyüüçü yada sayatçı denir. Halkımızda avcı kuşu eğitme hakkında ilk bilgiler V. yüzyıla aittir. Orhun Yenisey yazıtlarında da konuyla ilgili bilgiler bulunmaktadır.
Daha sonraki bilgiler XIII. yüzyıla aittir. W.W.Barthold “Kırgızlar” adlı eserinde avcı kuşların en değerli hediye sayıldığını, 1207 yılında Kırgızların Cengiz Hana şumkar hediye ettiklerini yazmışlardır.
Kartal eğitme mesleğinin çok eski zamanlara dayandığını ve o zamanda bir sanata dönüştüğünü, Kırgızistan’ın Ivanovka köyünde bulunan Kırgız çadırı şeklindeki bulaşığın kapağında maskeli kartalın resmi çizili olduğunu ve onun V-VII. yüzyıla ait olduğunu A.N.Bernştam yazmıştır.
V-VII.yüzyılda Türk halklarına ait sol kolunun üzerinde yırtıcı kuş duran heykel resminin Kırgızistan’da bulunduğunu, onun devlet binasının doğu bölümünde korunmakta olduğunu Bernştam ifade etmektedir.
G.P.Dementev yırtıcı kuş eğitme mesleğinin 2000 yıl önce geliştiğini, Doğu’da Asya’da ortaya çıktığını sonra Asya halkları aracılığıyla Avrupa’ya geçtiğini yazmaktadır.
Asya halklarında yaklaşık 70 tür yırtıcı kuş eğitildiği, yırtıcı kuşla avlama bölgesi Türkistan olduğu, Kırgızların Orta Asya’da en iyi avcı kuş eğiten halk olduğu söylenir.
M.E.Masson XIX.yüzyılda Fergana Bölgesinin Rusya’ya bağlanacağı dönemde bu meslekle ilgilenen doğancı, yırtıcı kuşçuları üç gruba ayırmaktadır.
- Yırtıcı kuşları eğitme ve onlarla ava gitmeği meslek olarak algılayan doğancılar.
- Avcı kuşlarla ava gitmeyi seven yırtıcı kuşçular. (Han ava giderken çağırırsa onlar da beraber gitmişler).
- Hana bağımlı olan ve hanın sarayında yırtıcı kuşları eğiten yırtıcı kuşçular. Bu meslek özel makam sayılmıştır.
1864-1870 yıllarında seyyah N.A.Seversev Kırgız topraklarının avcılık yapmaya çok uygun olduğunu yazar: “Sadece Isıkgöl değil, Cetisuu bölgesi hemen hemen her yeri avcılık için cennet gibi bir yer. Kaplandan başlayıp bıldırcına kadar her tür hayvanın barındığı bölge. Adeta masallardaki gibi .”diye bahseder.
M.T.Aytbayev “IX-XX. Yüzyıla ait avcılık beyannamesi” adlı tarihi eser bırakmıştır.
Küçük çapta da olsa makalemizi burada özetlerken, basın yayında, edebiyatta avcılık mesleğine yönelik terimlerin yanlış kullanıldığını, karıştırıldığını burada vurgulamamız gerekir. Genellikle yırtıcı kuşların adları, türleri ve av, avcılık, tüfekle avcılık gibi kendi alanlarında farklı avlanma biçimleriyle ilgili kavramların bazen birbirinden ayrı değerlendirilmediği zamanların çok olduğu hepimize malumdur.
Değişik yırtıcı kuşları eğitip onları kendilerine alıştırmak, koluna kondurmak için türüne göre ayrı ayrı emir, çağırı sözleri söylemişlerdir. Örneğin kartala: “kıytuu, kıytuu!’ (geri dön anlamında) diye çağırmışlar, diğer yırtıcı kuşları “kuu, kuu!”(kov anlamında), borbaşa “pie, pie!” vb. çağırı terimlerini kullanmışlar.
Bu terimlerin farklarını iyi bilmedikleri için çoğu zaman (Medyada, edebi eserlerde) tüm kuşlara “kıytuu!” terimi kullanılır diye bariz hatalara düşmektedirler. Bu gibi hataya düşmemek için daha birçok araştırmaların yapılması gerekir.
Atalarımızın çeşitli mesleklerde özellikle avcılık mesleğindeki gelişmiş, yaygınlaşmış halk terminolojisi halkımızın geçmişteki hayatında, destan, folklor, tarih ve etnoğrafyasında unutulamayacak bir iz bırakmıştır. Halk terimleri folklorumuzda, edebi eselerde, söz varlığımızda yeralmaktadır. Genç kuşağın bu konulara duyarlı olması gerekir. Bu konuya gereken önemin gösterilmesi, bilimsel araştırmanın kuramsal ve pratik yönden ele alınmasında büyük önem taşır.
İlk önce avcılığın, zamanla hayvancılığın gelişmesi ana dilimizin sözcük dağarcığının zenginleşmesinde önemli rol oynar. Onu araştırmak tarihi leksikolojinin konusudur. Bu işin her inceliğine inebilen akademisyen K.K.Yudahin, avcılık ve hayvancılık sözvarlığının dilimizin tarihini incelemede, temel oluşturduğunu ve aynı zamanda büyük bir rol oynadığının farkına varmıştır.Tüm halkımızda eskiden bu yana gelen çeşitli mesleklerin sözvarlığını incelemede ve her bir mesleğin sözvarlığı üzerinde araştırma yürütürken danışmanlık ve avcılık, hayvancılık, inşaat v.s. terimleri araştırma konusunda doktora tezlerini yazdıranları her zaman yadetmek bilim adamları olarak bizlerin borcu olduğunu düşünüyoruz.
* Yusuf Balasagun Milli Devlet üniversitesi, Kırgız Dili Bölümü Öğr. Üyesi (Çev.: Askatbek Mamadiev)