Posted on

KIRGIZLAR’DA DEKORCULUK VE TATBİKİ SANAT[1]

Asırlarca süren sanatsal bilgi ve birikim; göçebe hayat tarzının uzun yıllara dayalı üretim, yaşam tecrübesine dayanır. Sürekli uğraştıkları hayvancılığın ve tarımın yanında ev kurma ve ekonomik anlamda gelir sağlamaya yönelik (demir, gümüş) hammaddeleri (yün, deri, posteki) kullanarak geçimlerini sağlamışlardır. Maddeleri estetik kanunlarına göre şekillendirme geleneği uzun tecrübe ve beceriye dayalıdır. Sanatsal yaratıcılık birbirine takip eden kesin bir düzene göre gelişiyordu. Beceri, bilgi ve birikim miras yoluyla bir asırdan diğer asra aktarılırken aynı zamanda kendi halkının tarihi ile eşzamanlı gelişme göstermektedir. Meydana getirilmiş tatbiki sanat Kırgız’a özgün, istidatlı, hayretamiz bir şekilde çok yönlülük arz etmektedir. İnsanlar, bir göçebenin bütün hayatıyla ilgili çadır ve atın süs, dekor ve koşumunda eşi benzeri olmayan orijinalliği ortaya çıkarmıştır. 19. yy’da Kırgız dekorculuk ve tatbikî sanatı en yüksek seviyeye ulaşır. Esas tasvirî araçlar olarak renk ve bezek kalır. Bunlarda bütün halkın ruhî yaşamı ve yeteneğini yansıtmıştır. İnsanlar renk kültüründeki estetik normları ve bezeklerle olan ahengine dikkat ederek işlemiştir. Kırgız sanatçıları eserlerinde basitlik ve sadeliği ile dikkate değer uyumluluğu yakalamıştır. Kırgız millî kumaşlarının, tüylü kilimlerin, nakışların, hasırların, sanatsal keçelerin ırası şen şakrak elvan renklerle doludur ve kırmızının başlıca yer aldığı tayfın zengin ve hoş görüntülü havasını ön plana çıkarmıştır. Geçmişte bitkisel boyalar çok kullanılırdı, daha sonra kimyasal maddelerle değiştirilen boyalar önemli derecede renklerin ahengiyle zenginleşmesine rağmen –ne yazık ki- boya kalitesi düşmüştür. İnsanların girişkenliğinin ve hayal gücünün ortaya çıktığı harikulade sanat mirası olan bezek dekorun özel alanıdır. O, çok çeşitli, tatbikî sanatın her türünde özel desenler bulunmaktadır. Ortaya çıkışı yönünden bezek ayrı ayrı dönemlere aittir, bazı şekillerinin kökü ise bronz devrine kadar inmektedir. Bezek; Orta Asya, Kazakistan, Volga kıyısı, Kafkasya’yı içeren geniş topraklarda yaşayan halkların kültürüne has özelliktir. Daha sonraki dönemlerde sanat; aralıksız yukarıda adı geçen ve diğer bölgelerdeki halklarla etnik ve kültürel ilişkiler sayesinde zenginleşip canlılığını devam ettirmiştir. Bezeklerin ve motiflerinin halk tarafından çok sayıda adlandırması mevcuttur. Çoğunluğu eski, göçebe hayat tarzını, bitki ve hayvanat alemini yansıtır. En sağlam ornömantal motiflere hâlâ tatbiki sanatın birçok çeşidinde rastlanır. En önemlileri, kıvrım-çeşitli versiyonlarda hazırlanan ve kök salmış adlara sahip stilize koyun boynuzu motifidir: koçkor müyüz, koçkorok, sıñar müyüz, koş müyüz, kaykalak; esasında ritmik bir şekilde her iki yönde dallanarak yerleşmiş bükümlü çizginin bulunduğu “kıyal” adlı alacalı bir desen, üçgenlerin, eşkenar dörtgenlerin motifleri; karga tırnak (karga tırmak) – üç çıkıntı ve bir temelden oluşan herhangi bir desen; it kuyruk (köpek kuyruğu) adını taşıyan “s” şekilli motifler; nebatî doğuşa sahip “toguz döbö” (dokuz tepe) adlı bezek popülerdir. Bir yandan bezeklerin eski süjeleri kaybolurken, yeni fikirler ışığında, çağdaş Sovyet gerçekçiliğini yansıtan bir bir yeni ornömanlar ortaya çıkmaktadır.

Kırgız yaratıcılığında koyun yünü, keçe, kumaştan yapılan sanatkarane işlemeler önemli bir yer tutar. Keçe eskiden beri bir göçebenin hayatında barınağının, döşeklerinin, giyim-kuşamının, kap kacağının, at takım kuşamının önemli bir kısmını oluşturur. Kırgız halkı nakışlı keçe kilimlerin “şırdak” (mozaik tekniği) ve ala kiyizin (renkli nakışların yuvarlana yuvarlana girme tekniği) hazırlanmasında büyük bir ustalığa ulaşmıştır. Keçe işlerinin temelinde Kırgızların dekorculuk ve tatbikî sanatının esas sanatsal prensipleri konmuştur. Onlar dengeyi sağlama arzusu, zemin ve desen sıralanması ve renklerin kontrastıyla belirgindir. Bezek fonla bir bütünü oluşturarak organik bir şekilde bağlanır. Esas sanatsal prensipleri geliştirerek halk ressamları şahsî yaratıcılık ve becerileri sayesinde ornömantal süje ve kompozisyonların çevresini zenginleştirip yenilik arayışlarına devam etmektedirler. Orta Asya halklarının teknik ve sanatsal üslûplarının çoğunluğu ortak olmasına rağmen Kırgız halkının desenli boo (şerit), tüylü halıların tekstilinde, millî zevk unsurları sentez edilerek kendi üslûplarını yaratmıştır. Renkli yünle her hasır sapından ayrı ayrı örülerek bütün ornömantal kompozisyonu meydana getiren orijinal Kırgız nakışlı hasırları sanatça büyük bir önem ve değere sahiptir. Nakış sanatında teknik üslûpların ve ornömantal motiflerin büyük çeşitliliği mevcuttur. Halkın bu yaratıcılığının tekâmülünü evde dokunan çuha, deri, keçe, güderi daha sonra kadife ve çuha üzerindeki eski yün nakışların kıyaslayarak görebiliriz. Nakış sanatının millî onuru, nakışlı duvar kilimidir (tuş kiyiz). Daha sonraki zamanlarda Rus ve Ukrayna nakışlarından bezeklemeye birçok yeni estetik motifler eklenmiştir.

Kımız için çapa demiri şeklindeki eski deri kablolar (köökör), porselen ve çini kâseler vs. için yapılan kutular son derece özgündür. Baskıyla yapılmış nakışlarla süslenmiş at koşumu büyük bir sanatsal değere sahiptir. 20. yy’a kadar halk en eski nakış tekniğini muhafaza edebilmiştir. Onlar aplikasyonu, savatı, haketmeyi, preslemeyi, kakmayı, telkâriyi benimsedikten sonra at takımlarını, erkek kemerlerini süslemişler, gümüş plâk ve levhalarla kaplayarak deri ve ağaç işlerini bezemişlerdir. Yerli kuyumcuların ellerinden çıkan gümüş bilezikler, yüzükler, küpeler, saç takıları ve tokalar kadın giysilerini tamamlamıştır. En basit eski tertibat olan tornada ustalar (kırmaçı) çeşitli kapları, tabakları, kâseleri çekmişlerdir. Onlarda karaağacın doğal desenlerini görebilirsiniz. Halk marangozlarının (cıgaç usta) yaptığı çadır kapısı, sandıklar, mesnetler ve çeşitli kutulardaki canlı ve çizgili oymalar ve süslemeler olağanüstü derecede zariftir. Kırgız halkının millî kültürünün koparılmaz parçasına dönüşen halk sanatı; halkın eski kültürünü, karakterini ve ruhî dünyasını sanatsal düşüncesini, etnik ilişkilerini keşfeden tarihî bir kaynak olarak büyük bir değere sahiptir. Kırgızistan’da bulunup gerçekçi janr, gelenek ve etnografik resimlerin, tabloların serisini yapan Rus ressamları V. V. Veretşagin’in, B. V. Smirnov’un vd. faaliyetleri Kırgız sanatına karşı yoğun bir ilgi uyandırmıştır. Bu durum aynı zamanda Ulu Ekim Sosyalist devriminden sonra gelişmeye başlayan Kırgızistan’daki tasvirî sanatın gelişmesi için zemin hazırlamıştır.

GÜZEL SANATLAR

Kırgızistan’da Sovyet tasvirî sanatının oluşmasında 1921’den itibaren V. V. Obraztsov, Kırgızistanlı ve bütün yaratıcılığı Kırgızistan’la ilgili S. A. Çuykov adlı Rus ressamlar önemli rol oynar. 20’li yıllarda V. V. Obraztsov’un teşebbüsüyle tasvirî dernekler, sanat evleri, 1926’da 1928’den itibaren her yıl atölye çalışmalarının sergilerini düzenleyen güzel sanatlar atölyesi (Frunze’deki Kırgız Pedagoji Teknik Okuluna bağlı olarak), 1930’da Kırgızistan’lı Devrimci Ressamların Birliği (KDRB) açılır. V. V. Obraztsov’un (“Sooronbayev’in Portresi”, 1928, “Radyo Dinliyorlar”, 1930; “İsyandan Sonra”, 1931; “Kız”, 1932; “Kurenin Yanında”, 1934; “Otoportre”, 1931) S. A. Çuykov’un (“Geçmişten Bir Motif”, 1928; “Eskiden Yeniye”, 1931; “Sosyalist Anlaşmanın Yapılması”, 1933; Kırgız Devlet Tasvirî Sanat Müzesi 8KDTSM), Frunze) eserleri Sovyet Kırgızistan profesyonel yaratıcılığının ilk eserlerindendir. Ülkenin Sosyalist değişimi, ekonomisinin ve kültürünün yükselişi Kırgızistan’da sanatsal yaratcılığın gelişmesi için imkân ve şartlar sunar, 1933’te S. A. Çuykov’un teşebbüsüyle Tertip Komitesi tesis edilir, 1934’te Kırgız SSCB Ressamlar Birliğinin temeli atılır, yerli gençlere tasviri sanatı öğretmeye yönelik faaliyetler çerçevesinde Cumhuriyetin çeşitli bölgelerinde tasvirî atölyeler ve dernekler açılır. Bu yıllarda ressamlık üstün bir gelişmeye sahne olur. Cumhuriyetin ilk sanat sergisinde (1934) V. V. Obraztsov, S. A. Çuykov, A. İ. İgnatyeva, A. T. Yevdakova vd. dışında Kırgız ressamların eserleri yayımlanır. Moskova’daki 1905 Yılı Hatırası adlı Yüksek Okulda N. P. Krımov ve P. İ. Petroviç’ten, Kırgız ressamlar G. Aytiyev, S. M. Akılbekov ilk kez teorik ve pratik ders alırlar. 1935’te Frunze’de Ressamlar Birliğine (1939’dan beri Yüksek Sanat Okuludur) tabi Resim Galerisi (1944’ten itibaren Kırgız Devlet Tasvirî Sanat Müzesi, KDTSM) ve Tasvirî Atölye açılır.

Kırgızistanlı ressamların yaratıcı şahsiyetlerinin oluşmasında Kırgız halkının Çarlığa karşı isyanının 20 yıllığına (1916) ithaf edilen Cumhuriyetin III. Sanat Sergisi (1936), Moskova’daki Kırgız Sanatının On gün süren sergisi (1939) ve Frunze’deki halk ozanı Toktogul’un yıldönümünde (1940) sergilenecek eserler büyük bir önem arz eder.

30’lu yıllarda Kırgızistan’ın tasvirî sanatına Sosyalist Gerçekçilik damgasını vurur. Şimdiki dönemi geçmişle karşılaştırıp (“Eskiden Yeni İyi”, 1931, S. A. Çuykov, “Beyde Irgatken”, 1936, G. Aytiyev, KDTSM, Frunze), tarihî janra dönüş (S. A. Çuykov’un “Sömürgeci Geçmişten” adlı resim serisi, 1934-36, KDTSM, Frunze) ve özellikle portreler sayesinde tasvir edilen Sosyalist değişim süreci (G. Aytiyev, “Beden Eğitimciler”, 1938, S. M. Akılbekov” Kolhozdaki Harman”, 1936, KDTSM, Frunze) eserlerin ana konusunu oluşturur. A. i. İgnatyev’in “Stahanovcu Vasilyev’in Portresi” (1938), L. F. Deytman’ın “Kolhozcunun Portresi” (1938), İ. P. Galçenko’nun “Cumabayev’in Potresi” (1940), A. Taşbayev’in “Otoportre”si (1940)vd. SSCB Ressamlar Birliğinin temeli atılır, yerli gençlere tasviri sanatı öğretmeye yönelik faaliyetler sayesinde Cumhuriyetin çeşitli bölgelerinde tasviri atelyeler ve dernekler açılır. Bu yıllarda ressamlık üstün bir gelişmeye sahip olur.

(KDTSM, Frunze) adlı tabloların insana karşı yeni yaklaşımı ve emekçi halkın sosyal-psikolojik tipini yansıtma çabası dikkate değerdir. O yılların sanatçı pratiğinde profesyonel ustalık ve anayurdun eşsiz özelliklerini aktarabilme gayretleri Kırgız ressamların azimli çablarının birer göstergesidir. Günlük hayatın ve alelâdeliğin şairaneliği Kırgız janr ve peyzaj üslubundaki resimlerin özelliğine dönüşür. S.A.Çuykov’un “Bozkırdaki Uçak” (1937, Moskova, Doğu Halkları Sanat Müzesi), “Mutlu Analık” (940) adlı peyzayları, H.İ.Tgnatyev’in eserleri (KDTSM, Frunze) işte böyle aydın ve engin ruh dünyası ve  mutluluk duygusuyla doludur. G.Aytiyev’in artık bu dönem eserlerinde yaratıcılığına özgü tabiatı algılayışındaki duyarlığı, yapmacık anlayıştan uzak halk hayatına karşı gösterdiği hassasiyeti renklerin ahenginde kendine özgü lirizmi ortaya çıkarır (“Kızlı Peyzaj”, 1937; Isık-Göl’deki Kayık”, 1940, KDTSM, Frunze); S.M. Akılbekov’un peyzajlarındaki dinginlik ve yalınlık; insanın hayatı ve çalışmasıyla sıkı sıkıya bağlı doğanın hayalini yaratma ve epik yaklaşımı doğurmuştur. (“Bakar Çalışmaları”, 1937; “Kolhozun Koyun Sürüsü”, 1939; “Tarlada”, 1940, KDTSM, Frunze) 30’lu yıllarda heykelciliğin (Macar ressamı B.Uits) ve tiyatro sahne  dekor resimlerinin (G.A. Petrov ve Yaz. Ştoffer) temeli atılır.

Kırgız grafik sanatının ilk eserleri ellili yıllardaki gazete ve dergilerin resimleri idi (V.V.Obrazbsov, PGolub vs). Kırgızistan’daki makine grafik sanatının ortaya çıkışı Frunze’ye 30’lu yılların sonlarında L.A. İlyina, A.N. Mihalyev, A.A. Sgibnev adlı ressamların gelmesiyle doğrudan  ilgilidir. Profesyonel heykelcilik işleri daha sonra sanat birliğine bağlı tasvirî atolyenin heykelcilik kısmını yönetecek Macar heykeltraşı L.Mesaroş’un 1936’da Frunze’ye gelişinden sonra başlar. Kırgızistan’da 1939’dan itibaren heykelci O.M.Manuyla damgasını vurur.

Büyük Anayurt Harbi yıllarında Kırgızistan’da, diğer Cumhuriyetlerdeki gibi propagandacı grafik sanatı – levha, karikatür vd. sanatlar gelişir. L.A. İlyin, A.N. Mihalyev, H.İ. İgnatyev, İ.P.Galçenko, A.T. Yevdahov vd. ressamlar Kırgızistan’ın şairleriyle beraber “Kırdağ’ın Pencereleri” adlı levhaları meydana getirirler. Levhalar sürekli basılır ve sayıdan sayıya grafik işlerinin kalitesi yükselir. Propagandacı levhaların yayınlarında o zamanlar Kırgızistan’da bulunan grafik ressamı D.H. Şmarinov, ressam N.M.Koçergin, heykeltraş H.H. Manuylov vd. Moskovalı ve Leningradlı ressamlar faal bir şekilde bu tür çalışmalara katılırlar. 1942’de Frunze’de H.H.Manuylov ve O.M.Maruylova adlı heykeltraşlar tarafından harb dönemindeki Sovyet heykelciliğinin ilk eseri sayılan Sovyetler Birliği kahramanı general İ.V. Panvilov için yapılan heykel dikilir. Resimde ön plana harp kahramanları ve cephe gerisi emekçilerin  figürleri yansır: (“Kolhoz Bekçisi,” 1941-42, S.M. Akılbekov; “Cepheye Uğurlama Töreni)”, 1942, A.İ.İgnatyev; “Cepheden Mektup”, 1943, G.Hytiyev; “Büyük Çüy Kanalı İnşaatında”, 1943, İ.P. Galçenko; KDTSM, Frunze). Frunze’de büyük sanat sergileri düzenlenir: “Büyük Anayurt Harbi”, 1941, “Kırgızistan Ressamlarının En İyi Çelışmalarının Sergisi”, 1942; “Kolhozcu Kırgızistan”, 1944 vd.

40’lı yılların 2. Yarısı, 50’li yılların başlarında Kırgız ressamların çevresi genişler, onların ustalığı mükemmelleşir. Ressamlar Kırgız halkının kahraman geçmişi, Büyük Anayurt Harbi, yaratıcı çalışmalar ve yüksek ahlaklı çağdaş medeniyeti resimlerinde ele almaya başlar. Tabiat ve insanın koparılmaz bütünlüğünün gösterildiği peyzaj özel bir gelişme kazanır (S.A. Çuy kov, “Sabah” 1947, Tretyakov Galerisi, Moskova, “Kırgız Kolhoz Süitleri” resimleri, 1938-48). S.A.Çuykov’un eserlerinde karakterlerin sembolik anlam içerikli şairane özellikleri, genel epik yapısıyla öne çıkar. (“Sovyet Kırgızistan’ın Kızı”, 1948, Tretyakov Galerisi, Moskova) G.Aytiyev’in kompozisyona göre ciddi ve sarih peyzaj-resimleri rahat çizimlerdir. (“Öğle”, 1954, Tretyakov Galerisi, Moskova), S.M. Akılbekov’un (“Şopokov Adında Kolhozun Civarı” 1950, KDTSM, Frunze), A. İ. İgnatyev’in (“Suvatta”, 1947, KDTSM, Frunze) peyzajları lirik ve duyguludur. Süfe-konulu resimlere L. F. Deymant (“Toktogul Sürgünde”, 1952-54 KDTSM, Frunze), D.N. Flekman (“M.  V.Frunze Ölüm Hücresinde”, 1958, KDTSM, Frunze) yönelir. 50’li yılların sonralarında Moskova, Leningrad, Taşkent sanat enstitülerinde eğitim gören A. Usubaliyev, K. Kerimbekov, C. Kocahmetov, M. Omorkulov, A. Moldohmatov adlı genç Kırgız ressamlar çalışmaya başlar.

40’lı ve 50’li yıllarda esas fonksiyonu, çağının önemli olaylarını tasvir etme olan grafik sanatı büyük bir gelişme kazanır. L.A. İlyina’nın makine eserleri (ağaç, ofort, linol oymaları vd.) ve resimleri; derinliği, psikolojik belâgatıyla kendisi gösteririr. “Kırgız Kadını Hakkında Söz” adlı renkli linol oymaların silsilesinde ressam tarafından derin  duygu gücü ve romantik heyecanlan ile Kırgız emekçi kadın tipi canlandırılır. A.A. Sgibnev’in oymalarına, A.N. Mihalyev’in sulu boya resimleri ve renkli otolitografilerine, L.G.Truskovski’nin otolitografilerine, İ.H.Beleviç’in konu ve teknik bakımından birbirinden farklı grafik levhalarına, R.B.Nudel’in sulu boya resimlerine çağdaşlığın keskin ve derin duygusu hakimdir. M.Omorkulov, H. S. Ostaşev protre linol oymaları, taş basmaları, sulu boya resimleri meydana getirirler. Kırgızistan’da matbaacılığın gelişmesiyle grafik sanatının önemi artar. Bu alanda L.H.İlyin (M. Awezov’un “Abay” kitabındaki resimleri, 1950; B. Kerbabayev’in “Kesin Adım” kitabı, 1951), 50’li yılların ortasından itibaren A. S. Ostaşev, V.  G.Rogaçyev, V. S. Gladkov, L. H.   Şubin, H.H. Sgibnev büyük başarılara imza atar.

40’lı – 50’li yıllarda Kırgızistan’ın heykelciliğine Kırgız SSCB’nin (1954) Halk ressamı O. M. Manuylova büyük katkıda bulunur. Onun yaptığı çağdaşlarının portre silsilesi “SSCB Halk Artisti S.Kiyizbayeva’nın Portresi”, 1952, “Genç Kırgızın Kafası”, 1955, KDTSM, anıtsal rölyetler, Kırgız Opera ve Bale Tiyatrosu binasının önündeki heykel süsleme, bir de Frunze’deki ozan Togolok Moldo (1963), astronot V.M. Komarov’un heykelleri çok meşhurdur. Yanır ve portre üslübundaki heykelcilikte genç heykeltraş T.Sadıkov, anıtsal ve dekor heykelciliğinde V.A.Puzırevski çalışmaya başlar. Tiyatro ressamları olarak çeşitli dönemlerde İ.P.Galçenko, Ya. Z.Ştoffer, G.Aytiyev, İ.A.Beleviç ortaya çıkar; 40’lı yılların sonralarından itibaren Kırgız SSCB Halk ressamı (1959) H.V.Hrefyev’in, 60’lı yıllardan itibaren A.Moldohmatov’un, A.M.Toropov’un, 60’lı yılların sonlarından itibaren M.Sıdıkbayev’in çalışmaları kendini göstirir.

Büyük kamu binalarının kurulmasından dolayı giderek anıtsal resim sanatına büyük önem verilmeye başlar (Frunze’deki Kırgız Opera ve Bale Tiyatrosundaki duvar resimler ve dekor pano, G.Hytiyev ve H.N. Mihalyev’in yönettiği ressamlar heyeti S.M.Akılbekov, İ.A. Belviç, V.M. Veys, A.İ.İgnatyev, L.A.İlyina, D.Kovahmetov). 1959’dan itibaren anıt sanatında birkaç binayı süsleyen V.İ. Konstantinov, V.G. Kapustin, A.F.Voronin faal bir şeklide çalışırlar.

Kırgızistan’ın 60’lı-70’li yıllardaki resim sanatına farklı karakterler,  renkler ahenginin ileri dekorculuğu, plastik tasarım arayışları hakim olur. Peyzaj, portre, yaşam konulu resimlerin yanısıra natürmort, endüstri peyzaj gelişir. SSCB Halk ressamı (1971) G.Aytiyev (“Çüy Vadisinde Sonbahar”, 1966, “Gurûbdan Sonra”, 1974); S.M. Akılbekov (“Güney Kırgızistan’da Sonbahar” 1963-64); SSCB Halk ressamı (1963) S.A.Çuykov (“Ebediyete Dokunuş”, 1973); Kırgız SSCHalk ressamı (1966) H.İ. İgnatyev (“Narın’ın Üzerinde Köprüler Duruyor”, 1971); L.F. Deymant (“Akşam Konuşması, 1973, KDTSM, Frunze) verimli şekilde çalışmaya devam ederler. Portre yaratıcılıklarında A.Usubaliyev (“Otoportre”, 1970), C. Kocahmetov (“Emekli”, 1974), S.Çokmorov (“Karalayev’in Portresi”, 1971), S.İşenov (“Kameraman Nurtay”, 176, KDTSM, Frunze) şaheserlerini sunarlar. S.Bakaşev, H.N. Kamenskoy, B.Cumabayev, A. Osmanov ve M. Sıdıkbayev’in eserlerinde günden güne beceri ve ustalıklarının yansıdığını görmek mümkündür.

Yaratıcılıklarında çağdaş ve geçmiş zamanın önemli sorunlarına değinen ressamların genç nesli (S.Aytiyev, C.Cumabayev, A.Sadıkova, M.Bekcanov, N.Ye Yevdokimov vs.) sanat dünyasında kendilerini ispatlayarak gelecek kuşaklara örnek olmuşlardır.

Kırgız SSCB Halk ressamları (1963) L.A. İlyina (“Dünya Kadınları”, 1966; “Nasihat”, 1974 adlı linol oymaları serisi vd.), Kırgız SSCB Halk ressamı (1975) A.N. Mikalyev (“Lenin Fikirlerinin Işığı”, 1969 taş basma serisi), Ye.G.Kuzovkin, A.S.Misyurev, A.S.Ostaşev, M.Omurkulov (“Benim Vatanım” sulu boya resimleri serisi, 1969, KDTSM, Frunze) halkın ruh dünyasını derinden etkileyen grafik resimleri yaparlar. 60’lı-70’li yıllar kitap grafik sanatındaki başarı yılları  olarak C.Aytmatov’un “Beyaz Gemi” (1971) hikayesi için L.H. İlyina’nın “İlk Öğretmen” (1963) hikayesi için A.S.Ostaşev’in resimlerini sayabiliriz. Bu yıllarda özel eğitim gören Kırgız heykeltraşları (T.Sadıkov, A.Muhitdinov) çalışmaya başladılar. Heykel sanatı (D.M.Manuylove, G.H.Tupıy, G.D. Burlin, V.A. Şestopal) öncekine göre daha hızlı gelişmeye başlar. Genç ressamlara çeşitli malzemeleri kullanıp çalışarak milli kimliğe sahip eserler yaratmaya çaba gösterirler. Bazıları açık ifade edilmiş millî örnekler buldularsa da (A. Muhutdinov, V.A. Şestopal, D.V.Meidze), diğerleri millî estetik duyguya hitabeden klasik çalışmalara yöneldiler. (T.Sadıkov, Z.Hobibulin).

70’li yıllarda heykel sanatı hızlı bir gelişme gösterir. Kırgızistan’ın başkentinde yeni yeni heykeller yapılır: “Halkların Arkadaşlığı” anıtı (1973, Kırgız SSCB Halk ressamı (1975) T.Sadıkov, S.Bakaşev, Z.Mabibulin), Toktogul’un Heykeli (1974, G.Hytiyev, A.İsayev), “Devrim Savaşçılarına” heykel grubu (1978, T.Sadıkov). Kırgız Devlet Tasvirî Sanat Müzesinin iç resmi (A.F.Voronin), Kemin bölgesi “İlyiç” devlet çiftliğindeki “Dinlenme” Kültür sarayı freski (T.T. Gertsen) çok ilginç yapılardır. Dekorculuk ve Tatbikî sanat, tiyatro dekor sanatı gelişmeye devam eder. Rengârenk bezekli Kırgız dekorculuk ve tatbikî sanatının zengin gelenekleri çağdaş kilimler, nakışlar (giyim, ev eşyası, hediye), deri işleri, kitap süsleri ve mimari dekorda devamını bulur. Millî gelenekler esasında çağdaş talepleri yerine getiren yeni sanat işlerindeki işlemelerde Kırgız SSCB Halk ressamı (1945) C.Umetov (“Dinlenme” ala kiyizi, 1971), M.Abdullayev (“Öncüler” gobelini, 1977)’in ayrı bir yeri ve önemi vardır.

[1] Bkz., Писарской Е.Г., Курбатов В.В., Антипина К.И., Будайчиев В.Д. К. И., Киргизская советская социалистическая республика анциклопедия, Фрунзе, 1982, 385-395 с.